logo

46 Yok Olan 4.Bölüm izle

Özet: Murat, babasının hayatını kaybetmesiyle ilgili daha evvel hiç bilmediği gizlilikleri öğrenir. Bundan sonra artık Murat adına yolun sonu gelmiştir. Bu arada organ mafyası Murat'ı yakaladıklarını düşünüp karşılarında başka birini bulduklarında ne yapacak ? Geceleri yaptığı davranışlar konusunda her geçen gün dahada vahim bir hale dönüştüğünü gören Murat, amcası ve Salim'in baskılarına dayanamayarak problemi çözmek için tedavi olmak ister. Fakat Murat'ın içinde olan ve dizginleyemediği sinir hali burda da kendini gösterir. Kötü bir durumda olduğunu düşünerek Doğan'dan destek isteyen Selin, kendisine ait gizlilikleride zamanla söylemeye başlar. Diziyi izleyenler bugunkü bölümde Doğan'a ait daha önce hiç gösterilmeyen bir yön ile karşılaşacaklar. Ceyla'da babasının sır dolu ölümü hakkında Murat'ın gizlediği bilgiler varmı diyerekten öğrenmek adına cesaret göstererek yüzleşir.
Yayınlandı: 19/04/2016
Berran demiş ki;
Eveeeet aynennnn...AYISIGI, biraz zamani abartmisim!!! Insan alisinca gözleri ariyor ve merak ediyor...Ayrica ben SON kelimesine rastlamadim!!!!!!!SLM
24.04.2016 - 16:05
0   0

Ayisigi demiş ki;
Berran sen galiba lal in yorumlarini okumuyorsun! On gün olmadi 6 gün oldu en son yazali ve kadin acik acik yazmis dizi bölüm yorumunu bir sonra ki bölüm sayfasina en SON yorum yapacagini. Nitekimde öyle yapti,merak etme yarin yazar-:)) Ayrica sen ne kadar evhamlisin böyle bir insan 5-6 gün yazmadi mi illede kötü birsey olmasi mi gerekir? Merak etme yarin lal inda eylülünde gelir sen üzülme...
23.04.2016 - 22:03
0   0

Berran demiş ki;
23 NISAN KUTLU OLSUN*_*
23.04.2016 - 16:28
0   0

Berran demiş ki;
Hi Mädels., Ben LaLemcani merak etmeye basladim.En son yorumunda"KARTALLARIN korumasinda oldugu icin merak etmememizi " yazmisti ancak 10 güne yakin sesi solugu cikmadi:-(( Su siralarda stress i var biliyoruz. Ama yine arada ceeeee...! derdi mutlaka bize.En kisa zamanda katilir aramiza.Ayrica KARTAL büyük SIMGE!!! Peki BERLININ simgesi daha cok kuvveti temsil ediyor dimi canimmm..?? Sen o bakimdan sanslisin:-) Tekrar kolay gelsin ve kocaaaman öptüm*_*
23.04.2016 - 15:30
0   0

Berran demiş ki;
Selam DÜZELTME: "Türkiyede yasamamis Avrupada dogup büyümüs ve Film veya Dizi teklifiyle TR.ye gelmis " olacakti!!! Liste cok uzun.ORHAN KILIC,FIRAT CELIK,AZRA AKIN,SELMA ERGENC,CANSEL ELCIN v.s., v.s., Iyi pazarlar ve SEVGILER:-)
23.04.2016 - 13:34
0   0

... demiş ki;
Halk arasında çılgın sıra dışı yada gerçekten raporu olanlara deli demek istadiğimizde öyle demeyizde '46lık' derizya.. Sanırım dizinin adı oradan geliyor..
23.04.2016 - 13:26
0   0

SELİN demiş ki;
DİZİ YORUMU 2. BÖLÜM: Sevgili EYLÜL, „46 kromozom sayisinin diziyle ne alakasi var bende pek anlamadim. „ demişsin. Bu konuda aklıma gelen izahat şu: bilindiği üzere kromozomlar canlılarda kalıtımı sağlayan en küçük genetik birimler . Bunların sayısı insanlarda 46. Bu sayının değişmesi mutasyona sebep oluyor . Kromozom sayısının değişmesi sonucu meydana gelen mutasyon sonuçlarının en tanınmışı down sendromu ve Çernobil‘deki, nüklear patlama sırasında çevrenin kesif radyasyon etkisinde kalması sonucu 4-5 uzuvlu etc. doğan hayvan yavruları, bitkilerde olan değişimler ve hatta bebeklerdeki ruhsal ve fiziksel anomaliler. Mutasyona sebep olan sadece nüklear patlamalar değil tabii ki. Mesela hava kirliliği, başka nedenlerle aşırı radyasyona, kimyasallara, güneşin mor ötesi ışınlarına etc. maruz kalmak bunlardan birkaçı. Dizide Murat’ın kardeşine devamlı kimyasal maddeler enjekte ettiğini görüyoruz. Bunlar Ezo’da kromozom sayısının değişmesine, dolayısıyla mutasyona sebep olabilir ve Ezo uyanınca „ruhen Frankenstein’ın yaratığı“ gibi birine dönüşmüş bile olabilir (bence dizi asıl o zaman bizi gerebilirdi). Dizinin adının 46 olması, bir yandan bu bilim kurgu motifini, yani kromozom sayısının artmasıyla ortaya çıkan mutasyonu, diğer yandanda devamlı bahsedilen cezai ehliyetle ilgili Ceza Kanununun 46. maddesini düşündürdü ilk başlarda bana. Murat’ın intikam alma kurgusuna daha fazla ağırlık verilmeye başlayınca 46. madde motifi daha öne alındı gibime geliyor artık. Zaten diğer kurgu, yani bir ilim adamının kimyasal maddelerle bir insana yeniden can vermesi konusunun ülkemizin dini sebeplerden bilime sırt çevirmiş görünen panoraması için biraz fazla sakıncalı gibi geliyor. enaristler bunu işlemeye cesaret ederler mi bilemem. Daha kesin karar vermek için çok erken aslında. Değerlendirmeyi her bölümdeki gelişmeye bakarak yapmak, bir konuda bu kesindir dememek en doğrusu galiba. Danimarkalı bilim adamları araştırmaları sırasında multiple kişilikli hastaların beyin tetkikleri sonucu şaşırtıcı farklılıklar görmüşler. Bu konuları burada anlatmak biraz uzun bir iş. Fakat en kolay anlaşılabilir sonuçların bir ikisinden bahsedebilirim. Multiple kişilikli hastalara her kişilik değiştirdiğinde EEG yapmışlar ve her kişiliğin EEG sonuçlarının ayrı olduğunu tespit etmişler. Ayrıca her kişiliğin kendine ait bir hafızası olduğunu da. Ama en şaşırtıcısı iki kişilikli olan biri, A kişiliğini yaşarken şeker hastasıyken, B kişiliğini yaşarken kontroller aynı şartlarda yapıldığı halde şeker hastalığından eser bulamamışlar. Aslında tamamen vücüdun fizyolojisiyle ilgili bir hastalık olan şeker hastalığının diğer kişilik yaşanırken tamamen ortadan kalkması beynin insan fizyolojisine nasıl etkili olduğunu bir daha gösteriyor. Beyinin fonksiyonlarının sadece çok küçük bir kısmı keşfedilmiş olduğu zaten bilim dünyasında biliniyor. Bu konuda yapılacak daha çok şey ve keşfedilecek çok fonksiyon var. Multiple kişilik konusunda keşfedilmeyi bekleyen konularda çok ama çok az insanda görülen bu fenomen için araştırmalara fazlaağırlık verilmiyor. Almanya’da özel bir klinik var. Bu klinikte bu tür hastalara sadece psikoterapi uygulanmıyor, her şeyiyle ilgileniyorlar. Sevgili EYLÜL, bu cevaplarımla merakını kafanı fazla karıştırmadan kısmen giderebildiysem ne mutlu bana. // Sevgili AYŞE, dizinin sosyal medayada fazla büyütüldüğü konusunda senin gibi düşünmüyorum. Bu dizi bencede, denildiği gibi bizim dizilerimiz arasında Ezel dizisinden sonra en fazla yabancı dizilerin seviyesine yaklaşan bir dizi ve işlediği konuda dizi dünyamızda bir ilke imza atıyor. Ama itinasızlıklar, mantıksızlıklar ve yüzeysellikler konusunda da haklısın. Bu konuda eleştirdiğin herşeye katılıyorum. Murat Dr. Jekyll ve Mr. Hyde kurgusundaki karaktere benzemiyor düşüncene kısmen katılıyorum. Ama bize Murat’ın asıl kişiliğini tanıtmadan, onun hemen aldığı ilaçlar nedeniyle büründüğü karanlık ikinci kişiliğini tanıtmaları konusunda sana hak veriyorum. Bu dizide şimdiye kadar yapılan itiasızlıklardan en önemlisi benim için de bu konu. Murat’ın kişilik değiştirmeye başlamadan önceki karakteri ve yaşam felsefesi hakkında sadece Salim ve amcasının söylediklerinden bazı sonuçlar çıkarabiliyoruz. Salim’le 3. bölümün ilk sahnesinde yaptığı konuşmadan onun laboratuvarından çıkmayan, başkalarıyla sohbeti sevmeyen, patavatsız asosyal ama dahiyane bir insan olduğunu. Amcasının ben seni artık tanıyamıyorum demesinden ve „Ayhan’ı sen mı öldürdün diye“ soran amcasına „ben öyle birşey yapmış olamam“ demesinden de onun aslında katil ruhlu bir insan olmadığını anlyoruz. Kardeşini çok sevmesi, kendini ve yaşantısını onu iyileştirmeye adaması onun fedakar ve sevmeyi bilen bir insan olduğunu düşündürüyor bize. Şaman içeceğiyle kendi ürettiği ilacı karıtırıp kendine enjekte edene kadar intikam almak için herhangi bir kişiye zarar vermemiş olmasıda asıl kişiliğinin aydınlık yönünü gösteriyor gibi. Ama Dr. Jekyll daha iyi tanıtılmıştı kitapta. Belki zamanla bu eksiği kapatır senaristlerimiz. Devam edecek.
23.04.2016 - 10:51
0   0

Berran demiş ki;
SORRY AYSE ARKADAS:-(( yanlis BILGI aktarmasinda bulundugum icin....Ben SUNA YILDIZOGLUNU ve Esi KAYA YILDIZOGLUNU(Tiyatrocu)taaa... TRT-INT zamanindan tanirim.Kizi Yasemin Allen Mahsun Kirmizigül yapimi Dizide oynadiginda bende o zamanlar o bilgileri almistim.Ancaaakk..bu tesbitine karsin hic Tr.ye gelmemis Avrupada dogmus büyümüs ve oyunculuk teklifi almisve Tr, gelmis o kadar cok Oyuncu, Sarkici ve Film yapimcisi varki...Onlarida bir arastir istersen:-))SEVGILER...
22.04.2016 - 18:35
0   0

SELİN demiş ki;
Herkese selam. DİZİ YORUMU: Yorumumun başında Sevgili EYLÜL’le sevgili AYŞE’nin bazı yazdıklarına değinmek istiyorum. Bu bölümden sonra bence karşımızda farklı unsurlarla zenginleştirilmiş bir “Dr. Jekyll ve Mr. Hyde” hikâyesi olduğu kesinleşti. O kısa romanı okuyanlar veya filmini görenler Dr. Jekyll’in kendi içindeki çatışmaları da gözlemleyerek insanın en büyük sorununun içindeki iyi ve kötü çatışması olduğuna, buna bir son vermenin mümkün olduğuna, insanın içindeki iyi ve kötüyü ayırıp kötülüğü sonsuza dek hayatımızdan çıkarabileceğimize inandığını; yaptığı çalışmalar sonunda ürettiği bir ilaçla iyi ve kötü ayrımını gerçeğe dönüştürdüğünü ve İlacı alınca nazik ve saygın bilim adamı Dr. Jekyll birden şehvet ve şiddet düşkünü Mr. Hyde’e dönüştürdüğünü bilir. İlaçla bir kişilikten diğer bir kişiliğe geçen roman kahramanımız hikâyenin sonunda onu değiştiren ilaç kalmayınca tamamen Mr. Hyde’a dönüşür. İşlediği suçlar nedeniyle de Mr. Hyde olarak yaşamaya devam etmesi mümkün olmadığından olup biteni açıklayan bir not bırakıp intihar eder. Sevgili EYLÜL bu dizide, Murat’ın amacı kardeşini kurtarmak için bir ilaç üretmek diye tanıtıldı bize. Bu ilaçlarıda ilk kendinde deniyor ki bunun bilimsel olarak faydası şüpheli. Sebebini de bir iki defa yazdım. Murat ürettiği ilaç veya ilaçları her aldığında değiştiğini ve hatta suç işlemiş bile olacağını amcasıdan ve Salim’den öğrendiği halde bu ilaç veya ilaçları kullanmaya devam etmesi bende kendini kobay olarak kullanmaktan öte bir amacının olduğu şüphesi uyandırdı. Bir iki defa, „biri bilinçsiz bir halde cinayet işlerse ceza almaz“ konusuna değindiği için amaçlarından birinin bu diğerinin ise her kendine geldiğinde kötü bir şey yapabilmiş olduğunu duyunca „ben böyle bir şey yapmış olamam“ dediğinden çıkarak intikam amacına ulaşmak için kendini böyle şeyler yapacak birine dönüştürmek olabileceği ihtimali . Bu bizim seyircilerimiz için hem fazla komplike ve hemde fazla fantastik bir düşünce demişsin. Eğer dizinin amacı geniş kitleye hitap etmekse bu düşüncende haklı olabilirsin ama bizde de daha komplike hikayeli yabancı diziler seyreden bir seyirci kitlesi var. Beşikçioğlu’nun „bizim reyting sorunumuz yok, öyle olsaydı diziyi o kadar geç saate koymazdık“ sözünden bu dizinin bu seyirci kitlesi için yapıldığını düşündüm. Ama yinede bunlar hepsi benim tahminim. Zamanla herşey değişebilir. Devamedecek.
22.04.2016 - 00:44
0   0

ayşe demiş ki;
Berran arkadaş Yasemin hakkında vikipedide şunlar yazılı: Yasemin Kay Allen, 10 Temmuz 1989'da, İngiliz Dudley Allen ile İngiliz-Türk vatandaşı oyuncu ve şarkıcı Suna Yıldızoğlu'nun[5] kızı olarakLondra'da doğdu.[6] Kaan adında bir erkek kardeşi vardır.[6][7] Üç aylıkken ailesiyle birlikte Türkiye'ye geldi.[6] İlköğrenimini burada tamamladıktan sonra 11 yaşında annesiyle birlikte Avustralya'ya yerleşti.[8] Lise yıllarında sinema televizyon, drama, resim ve Japonca dersleri aldı ve kısa filmler çekti.[6] Queensland Üniversitesi'nin sinema televizyon bölümünden burs kazandı.[8] On sekiz yaşında Türkiye'ye dönüp[6] Müjdat Gezen Konservatuarı Tiyatro Bölümü'nü bitirdi.= Yani Yaseminde hayatının ilk 11 yılını ve 2007 den sonraki zamanını, yani hayatının toplam 20 yılını Türkiyede geçirmiş biri. Selamlar.
21.04.2016 - 23:17
0   0

Daha Fazla Yorum
Yorum Yap

Dizinin Diğer Bölümleri
Yerli Diziler
Eski Diziler
Yabancı Diziler