46 Yok Olan 3.Bölüm izle
Özet: Ayhan'ın hayatı kaybetmesinde kendisinin bir ilgisi olup olmadığını bilmeyen Murat, o geceye dair birşey hatırlamamaktadır. Salim, Murat adına endişe duymaktadır ve neler olduğunu dair birşeyler öğrenmek için kendisini izler. Öbür tarafta da Ferit aynı şekilde olayları takip etmektedir. Salim, herşeyin yolunda olduğunu düşündüğü bir anda Murat'ın zamansız gelen hareketi sonrasında ne yapacağını bilemez. Murat, babasının ölümüne dair araştırmalarını sıklaştırmıştır. Ayhan'dan bir hastane için öğrendiklerinden sonra gözüne bir doktor takılır. O doktoru bulabilmek için araştırmalar yapan Murat'ın karşısına hangi isim çıkacak ? Ceyla, babasının ölmüş olduğu gerçeğini kabul etmekte zorluk yaşamaktadır. Bu zamanlarda annesinin yaptıklarıda kendisinin sıkıntılı sürecinin daha da artmasına sebebiyet verir.Babasının ölümüne dair çok daha fazla bilgi sahibi olmak istediği için Selin ile konuşur. Bu sırada kendisinden aldığı bir bilgi sonrasında Ceyla şok olmuştur.
Yayınlandı: 11/04/2016
EYLÜL e cevabimdir. Yeni bölüme yazdiklarindan sonra senin yüzde ikiyüz melinda oldugundan artik iyice eminim. Seninkide bana karsi ne kin mis be arkadas. Sanki kocani elinden aldim ya da sülalenden birine birsey yaptim-:(( Ben defalarca Dilan in yorumunu cok alayci bir iltifat olarak gördügümü ortaligi daha cok bulandirmak icin yazilmis oldugunu yazdigim kac yorumuma ADMIN engel koydu. Hadi koyuyor ama admin ne HIKMETSE lalemin dilanin bana yakistirdigi efsane yakistirmasiyla benimle kördügüm sayfasinda dalga gecmesine ENGEL koymuyor! Iste bu kadar adildir bizim admin. Zaten bu yorumada engel koyucak ve sen ve lalem dilanin yazdigi bir cümlemin FATURASINI bana cikarmaya devam ediceksiniz. Tipki 46 nin yeni bölümde yaptigin gibi.... Yine ne HIKMETSE admin ben Dilanin yazdiklarina yorum getirdim mi engelliyor ama lalemin ve eylülül dilanin yorumuna yorum yapmalarina engel koymuyor. Yine bu ne perhiz bu ne lahana tursusu oldu-:))
Ayisigi demiş ki;
Sadece sunu söylemek istiyorum kimseye hakaret etmeden. Ben ILK cifte kisilik durumunu gündeme getirdigimde buna karsi cikanlar,beni elestirenler,bu yazdigimla alay edenler olmustu. Ama simdi bakiyorumda donalimli,bilgili,\"psikolog\" olan bir yorumcu cifte kisilik olabilme olasiligini gündeme getirdiginde herkes suspus,süt liman. Neden acaba? Birde bir düzeltme yapmaliyim ILK Dr Jekyl Mr Hyde benzetmesini sevgili Msfigo arkadasimiz yapmisti. Simdilik benden bu kadar.
Berran demiş ki;
Herkese selam, SELIN'cim begenmene sevindim.Senin aciklamali yorumun icin tesekkürler.Ancak benim kafam senin bilimsel aciklamadan sonra Muratin esas niyeti konusunda daha cok karisti.Hele Dissosiyatif durumundan vede Danimarkadaki o ilmi calismalar üfff...bayagi devreler karisti;-((( Yani benim anlamak istedigim Rotada degismedigine göre; Kizkardesinin komadan cikmasi icin verdigi ugrasta bu araya sokulan cinayet,intikam,2 kisilik,kullandigi ve denedigi ilac,kardesine verdigi ilac ki,doktorun itirazlarina ragmen v.s., v.s., En iyisi ben sizlerin yorumlarini okuyup arada kafama takilanlari size soracagim.Salimin pjama ile yataga girip takim elbiseyle kalkmasi FALSO idi;-))Öpüyorum hepinizi kizlar hepinize kolay gelsin(EYLÜL de dahil)*_*
SELİN demiş ki;
LaLem’cim, sevgili AYIŞIĞI’na yönelik yazdığın son yazıyı takdirle karşılıyorum. Kendisiyle üç seneye yakın bir zamandır aynı dramaı yaşıyoruz. Bütün bunları engellemenin tek yolu senin yazdığın gibi kim neden ve kimden rahatsız oluyorsa hemen yazıp bu konuyu tartışıp öyle veya böyle bir sonuca bağlamasından ve her iki tarafında birbirine, senin belirttiğin konularda saygılı olmasından geçiyor. Kimse kimseyi sevmek zorunda değil ama saygılı olmak zorunda. Kendisi tarafından devamlı „bilgiçlik taslayan, kendini beğenmiş, onu bunu küçümseyen, durmadan çeşitli kişiliklerle yazan, yalanlar anlatan biri“ olarak hakaret görenlerden biriyim. Cevap verdiğim zamanlarda oldu ama çoğunlukla cevap vermedim. Cevap verdiğim zamanlarsa ona şahsen hakaret etmedim. Eleştirilerim burada da olduğu gibi dizi yorumuna oldu. Kendisinin yorumlarını hep okurum ve çok kereler yorumlarını beğenerek okuduğumu yazdım. Dizideki olayları toparlayıp kısa ve öz herkesin anlıyacağı bir dille kendi düşüncelerini de ekleyerek dile getirmesini herzaman takdir ettim. Ama bu nedenle onun gibi yazmam gerektiğini de düşünmüyorum. Ayrıca yorum yazdığı sayfalara verdiği emeği ve yorum yazma işini ciddiye almasını da takdir ediyorum. Tabii ki çoğunlukla kendisiyle aynı fikirde değiliz, çünki anladığım kadarıyla yaşam felsefemiz ve yaşam tarzımız farklı. Bu da yorumlarımıza aksıyor. Düşüncelerimizdeki uyumsuzluğu ben tabii kabul ederken kendisinin bunu şahsi bir hoşlanmama olarak görmesi üzücü ama yapabileceğim bir şey yok. Kendisini takip etme, bir sayfaya sırf onunla uğraşmak için girme gibi ilkel bir amacım yok ve hiçte olmadı. Yeri gelmişken bende bir belirteyim dedim. // BERRAN’cım yine emek verip bize güzel şeyler aktarmışsın. Şamanlar, şamanizm, ruhlar, tılsımlar etc. konularına fazla olumlu bakan biri değilim ama aktardığın nasihatlar içinde bir çok hümanist, ahlak kuralları, sağlıklı, mutlu, barış ve kardeşlik içinde yaşamayı içeren güzel nasihatlar vari ki onlarda benim yaşam felsefemin bir parçası. Eline sağlık. Öptüm canım.
SELİN demiş ki;
Herkese selam. DİZİ YORUMU: LaLem’cim , sevgili AYŞE ve EYLÜL bu bölümde Murat’ın intikam peşinde olduğu kesinleştiği halde ben sizin gibi BERRAN’cımın „dizinin rotası değişti“ kanaatine katılmıyorum. Tanıtımda Murat’ın kardeşini hayata döndürecek ilaç arayan ve geliştirdiği ilaçları kendi üzerinde deneyen bilim adamı olduğu belirtildi. İlk bölümde Murat’ın bir beyin ameliyatı sırasında bir adamın ölümünü soğukkanlılıkla seyrettiğini gördük ve yaptığı bazı hareketler onun adamın ölmesinde parmağı olduğuna işaret ediyordu. Katıldığı bir ayin sırasında onun bilinçaltındaki resimlerinden babasının gözlerinin önünde nasıl öldürüldüğünü onunla birlikte yaşadık. Sonrası bu ayinde içtiği DMT içeren içeceği kendi geliştirdiği bir maddeyle karıştırarak kendine enjekte ettiğini ve sonrası onun bağırıp kıvrandığını ve evinde başka bir yerde perişan bir şekilde yattığını gördük. İkinci bölümde nerede olduğunu ve ne yaptığını bilmediği sırada Ayhan’ı öldürdüğünü gördük. Bu bölümde ise sevgili EYLÜL’ün de belirttiği gibi Murat’ın daha öncede hafıza kaybı anları yaşadığını ve bu nedenle amcası ve can yoldaşı Salim’in kontrölü altında olduğunu öğrendik. Bütün bunlar bana, rota değişimi değil, Murat karakterinin tanıtımınin tamamlanması gibi geliyor. Bu konuda tam karar vermek için biraz daha beklememiz gerekecek bence. Bu bölümün başında Murat’ın Salim’e cinayet işleyen uyur gezer adamın hikayesini anlatması manidardı. İkilinin konuşma sahnesi sevimliydi. Ama bu ilk sahnelerdn birinde yine oldukça göze batan bir itinasızlık vardı. Salim pijamalarıyla yatağına yatıyor, bir kaç dakika sonra Murat’ın evden çıktığını duyup yatağından takım elbiseyle kalkıyor;) Murat’ın bazı anlarını hatırlamaması dissosiyatif amnezi denilen rahatsızlık tablosunu hatırlatıyor ama bu rahatsızlıkta beyinde organik değişikler olduğu için MR da bunun görünmesi gerekir. Böylece sevgili EYLÜL’ün bir sorusuda cevaplanmış oldu diye düşünüyorum. Ama Murat’ın MR sonuçları böyle bir değişikliği göstermiyor. Onun için doktor diss. amnezi teşhisi koyamadı. Birden karakter değiştirmesi ve tekrar dönüşte diğer kimlikte yaşadığını unutması dissosiyatif kimlik bozukluğu veya halk arasında çifte kişilik denilen bozukluk da artık beyne giden sinir hücrelerinde yapılan ölçmeler sonu tespit edilebiliyor. Danimarkalı bilim adamları kişilik değişimi bozukluğu olan kişilerin her yaşadığı kişilikte başka bir beyin lobunu kullandıklarını tespit ettiler.Tabii bunu tespit edebilmek için bu yönde bir inceleme yapılması gerek. Burada o yapılmadığı için böyle bir teşhis de konulmadı. Murat’ın bu bölümde yaşadıkları gerçekti kanaatındayım ama ben hala bunun ilaç etkisi olduğunu ve Murat’ın bilerek ilaç sayesinde kendini bu duruma getirdiğini düşünüyorum. Kan tahlili yaptırmak istememesini kanında aldığı maddenin bulunmasını istememesine bağlıyorum. Ben bu bölümden sonra Murat’ın bütün bunları yapmasının tek sebebinin işleyeceği suçlardan cezasız kurtulmak istemesi olduğunu düşünmüyorum. Buna ek: Murat intikam için birini öldüremiyeceğini biliyor ve onun için ilaçla bunu yapacak bir kişilik yaratıyor diye düşünüyorum artık. Murat ilacı aldıktan sonra can yoldaşının bile canını acıtacak kadar acımasız, pervasız, duygusuz ve daha özgüvenli biri. İşte bu da sevgili EYLÜL’ün dediği gibi tam bir Dr. Jekyll & Mr. Hyde motifi ve dizinin gerçek üstü yanı, çünki böyle bir ilaç yok. Olayın bu yanı bilim kurgu alanına giriyor. Bilindiği gibi çok iyi huylu yüksek ahlak sahibi, duygusal, vicdanlı, mantıklı, empati sahibi ve nazik bir insan olan Dr. Jekyll geliştirdiği ilacı alınca kaba, korkusuz, şiddet yanlısı, ahlak kurallarını hiçe sayan duygusuz, zalim ve zevk ü sefa düşkünü birine dönüşüyor. Tabii bütün bunlar benim şu ana kadar gördüklerimden ürettiğim teori. Doğruluğunu eğriliğini zamanla göreceğiz. Olay ağır psikolojik bir rahatsızlık olan dissosiyatif bozukluk , yani halk dilinde çifte kişilik olayıda olabilir. Murat’ın yaşadığı travma böyle bir rahatsızlığa sebep olacak ağırlıkta. Ama bu dizinin konusu sadece bununla kısıtlı olursa beni hayal kırıklığına uğratır. Diğer karakterler konusunda diğer yorumcular tarafından yazılanlardan değişik bir şeyler göremediğim için bu konuda yorum yapmıyorum. Yorum yapmak isteyenlere kolay gelsin.
LaLem demiş ki;
Herkese merhaba. Biraz evvel tesadüfen GK yorum sayfasında ayışığı arkadaşımızın bir isyan yorumunu okudum. İsyan ettiği konular bu dizi sayfasını ilgilendirdiği için kendisine burada ciddi ve samimi bir cevap vermek istiyorum. 46 gibi çok kafa karıştıran bir dizi seyrediyoruz. Herkes fikrini söylüyor ve herkes aynı fikirde değil. Sen diziye spiritüel bir dizi dedin, başkası değil dedi ve neden değil dediğini yazdı ve sana böyle dediğin için şahsen herhangi bir atıfta bulunmadı. Sen çift karakterli dedin bir başkası, o ana kadar gösterilenden çıkarak, ikinci karakterine sadece ilaç aldıktan sonra büründüğü için çift karakterli, çift kişilikli denemez, çift kişilikli olabilmesi için bunun ilaç tesiriyle oluşan bir durum değil kendiliğinden oluşan ve devamlılık gösteren bir durum olması gerekir dedi. Fizik adamı demene haklı olarak itiraz eden oldu. Buna kızınca, sana seninde birisi yanlış bir şey söylediği zaman itiraz ettiğin hatırlatıldı ve paramparça da velayet, vekalet, vesayet konusundaki tutumun örnek gösterildi. Buraya kadar bahsettiğim olaylarda senin şahsına yapılan bir saldırı yok. Sadece dizi yorumları konusunda fikir ayrılığı var ki herkese açık bir sayfada yorum yapan biri bunu taşıyabilmeli. Buna karşın sen, ayinlerde kullanılan bir içecekten bahseden arkadaşımızın bilgiçlik tasladığını, intten kopyala yapıştır yaptığını, ki bunu senelerden beri belirli aralıklarla yapıyorsun ve uyuşturucu reklamı yaptığını ima ettin ki bunlar şahsi saldırıdır. Diziye bu kısmen intikam dizisidir diyen arkadaşımızın ismine ekler koyarak alaycı bir şekilde senaryoyu onun yazmadığını onun için bunu söyliyemiyeceğini yazdın. Bütün bunlara tepki gösterilmesine, suskun kalınmamasına da isyan ediyorsun, hemde olay yerinde değil başka bir dizi sayfasında. Bundan çıkarılacak tek sonuç: büyük bir ihtimalle bu sayfaya girmezler ve bu iddialarıma karşı kendilerini savunmazlar. Bütün bunlara ne lüzum var? Rahatsız olduğun bir şey olunca anında, yerinde ve doğrudan seni rahatsız eden kişiye yaz onunla tartış, ki olay trajedi haline gelmesin, başka sayfalara taşınmasın. Sanem arkadaş konusuna gelince: sanem senin iddia ettiğin gibi sana bir şey sormadı, (sorduğu sadece hatırındı) provakatif bir şekilde dilaracıların yorumlarını okumak için paramparça sayfasına girdiğini ama senin sayfayı terketmen nedeniyle herkesin orayı terkedip buraya seninle uğraşmaya geldiğini yazdı. Bunun üzerine kendisine sadece senin tarafından terkedilen paramparça sayfasında değil, senin yazmaya devam ettiğin GK dizi sayfasındada senden başka pek kimsenin kalmadığı, eğer 46 dizisine gelenlerin amacı seninle uğraşmaksa neden bunu GK sayfasında yapmadıkları sorgulandı. Maalesef ki bu sorulara cevap alınamadı. Ayrıca paramparça sayfasına yorum yazanların bunu hemen dizinin gösterildiği gün yapmadığı, bunu senden başka yapanın olmadığı yazıldı. Bu bir tespittir bir eleştiri değil. Burada bu konuyu isyan veya ağlanma şekline sokmanı anlamış değilim. Soruyorum sana: bu tespit, yani yorum yazdığın sayfalara ilk yorumu ve genellikle aynı gün yapan tek yorumcu sen değil misin? Ara sıra başkalarıda yapıyor ama biliyorsun „istisnalar kaideyi bozmaz“. Haklı olarak izah ettiğin gibi bir dizinin terkedilmesinin bir çok sebebi var. GK da bunun neden böyle olduğunu sen güzel izah etmişsin. Paramparça dizisinin erkedilmesinin de bir çok sebebi var. Bir çok yorumcu zaten nurgül gidince diziyi seyretmeyi bile bırabacaklarını ve kalanlarda ben dahil, gülseren karakterini çok eleştirdiğimiz halde gülseren çlünce dizi bitseydi daha iyi olur du düşüğncesindeydık. Sanem in paramparça sayfasındaki terkedilmeyi senin gitmene bağlaması saçmalık ve kalanlara dilaracılar demesi provakasyon. Ayrıca orada yazmaya devam eden berran arkadaşımız herzaman sıkı bir gülserenciydi ve yazanlardan ne selin ne de ben dilaracı değiliz, olmadık. Dilara bizim sizin için olduğu gibi için şeytan değildi ama hatalarını da devamlı yazdık. Hem bir oyuncunun fan ı olmayacak kadar makul düşünen insanlarız. Sana çok kereler söylendi ama tekrar söyliyeyim: benden ne duyarsan bu etkiye tepkiden ibaret. Ben ve gördüğüm kadarıyla dostlarım seninle uğraşmıyorlar sadece sana ve taraftarlarına cevap veriyorlar hemde direkt, başka sayfalarda ağlanma şeklinde ve senin gibi „allahlarından bulsunlar“ diye beddua ederek değil. İma, şahsi saldırı sen ve taraftarlarının işi benim ve dostlarımın değil. Bunun en güzel ispatı da ben ve dostlarım bile sorulan her soruya direkt cevap veriyor ve neyi neden yaptığımızı argümanlarımızla yazıyoruz. Sen ve taraftarlarınsa bunu asla yapmıyorsunuz. Bu sayfada huzurlu ve herkes için verimli olacak bir fikir alışverişi yapmak istiyorsak bazı kurallara, hepimizin uyması gerek, sadece bizim değil. Bu kuralların en başında: eleştiriye açık olmak, birisine bir sözümüz varsa direkt ve anında ve yerinde söylemek, şahsi saldırıdan kaçınmak, herkesin tarzına saygı göstermek, yorumcuların birbirleriyle dostluklarına özel diyaloglarına ve övgülerine karışmamak. Bunlara uyduğunuz an ortalığın sütliman olacağını göreceksiniz. Herkese güzel bir gün.
Dilan demiş ki;
Paramparca dan giden efsane yorumcu dan sonra orası boşaldı. Buraya geldi, yine efsane yorumlar yazıyor. Hayranları her yerde peşindeler. Meyve veren ağaç taşlanınır. Sanem arkadaş gördüklerinizde çok haklınız
Berran demiş ki;
saman[1]SAMANLARDAN SIZE HAYATLA ILGILI 30 ÖGÜT 1. Yolda yürürken bulduğun bir kuş tüyünü eve getir, bir vazoya koyabilir, asabilir yada rafta bulundurabilirsin. Bu cennetten sana gelmiş güçlü bir tılsımdır. Bu tarz ruhlardan size verilen işaretleri farketmelisiniz. 2. Nehirlerden taş topla. Büyük güç ve enerjileri vardır. 3. Tüm gücünle diğer insanlara yardım etmeye çalış. Eğer mutluluk veremiyorsan en azından zarar verme. 4. Zorluklar birer formalitedir. Ciddi zorluklar, daha ciddi olsalar bile hala formaliteden ibarettir.Gökyüzü oradadır, bazen bulutlarla kapanmış olsa bile bazen biraz çaba göstererek, mesela bir uçağa binerek aynı mavi gökyüzüne ulaşmak mümkündür. Herkese barış! 5. Bir hayale ulaşmak için bazen tüm gereken bir adım atmaktır. Zorluklardan korkmayın, her zaman vardırlar ve olacaktırlar. Hepinize amaçlarınız doğrultusunda temiz yollar! 6. Ahlaki olarak önceliğiniz başka birine zarar vermemek olmalıdır. Bu prensip oldukça güçlü olmalıdır. Sadece şöyle düşünün: “Hiçbir zaman hiç kimseye zarar vermeyeceğim.” 7. Canlılar için bir mutluluk kaynağı olabilirseniz siz kendiniz en mutlu olursunuz. Ve başkalarına acı çektirirseniz siz kendiniz de acı çekersiniz. Düşünün! 8. Günde en az bir saat sessizliğe zaman ayırın. Buna en az iletişime olduğu kadar ihtiyacınız var. 9. Sevebilme yeteneği Dünya üzerindeki en önemli yetenektir. Herkesi sevmeyi öğrenin, düşmanlarınızı bile. 10. Akarsulara çöp atmayın. Asla! Suyun ruhu çok sinirlenebilir. Ruhu yatıştırmak için ekmek, süt yada para atabilirsiniz. 11. Genelde geçmişimizi “altın çağ” yada “altın günler” olarak adlandırırız. Bu bir hatadır.Hayatımızda yaşanan her an tam olarak altın çağdır. 12. Mükemmel bir din ya da inanç yoktur. Kötü bir din de yoktur. Tanrı bir tanedir. İstediğinize dua edebilirsiniz ancak şu emirleri unutmayın: dürüst yaşa, atalarına saygı göster, ve sev. 13. Eğer Dünya’yı değiştirmeyi amaçlıyorsan önce kendini değiştir. Aşkın ve keyfin enerjilerini öğren. Bunlar bir insanın kilit anlarıdır. Gülümsemek, kahkaha ve keyif almanın çok büyük güçleri vardır. Bunu bir defa öğrendikten sonra kendinize sevginin kapısını açacaksınız. 14. Oldukça güzel bir deyiş vardır: Veren eli kısıtlı görme. Eğer mümkünse zayıf ve ihtiyacı olanlara para ver. Miktarı önemli değil ancak vermiş olmak önemlidir. 15. Hayat çok kısadır. Bunu gözyaşları, kavgalar, küfür ve alkol ile çarçur etme. İyi şeyler yapabilir, çocuk yetiştirir, dinlenir ve daha fazla mutluluk verici şeyler yapabilirsiniz. 16. Eğer sevdikleriniz size suçlu olmadığınız bir şey için kızdılarsa onlara sıkıca sarılın, ve onlar yatışıncaya kadar onları bırakmayın. 17. Ruhunuzda bir sıkıntı bir tükenmişlik hissediyorsanız şarkı söyleyin. Kalbiniz hangi şarkıyı söylemek istiyorsa. Bazen o da konuşabilmek ister. 18. Her zaman hatırla: Doğru din, doğru inanç ya da en becerikli şu veya bu inancın din adamı yoktur. Tanrı birdir. Tanrı dağın tepesindedir. Farklı din ve inançlar bu tepeye ulaşmanın farklı yollarını sunarlar. Kime istersen dua et, ancak bil ki senin asıl amacın günahsız olmak değil, tanrı’ya ulaşmaktır. 19. Eğer bir şey yapmaya karar verdiysen kendinden şüphe etme. Korku seni kendinden ve doğru yoldan saptırmaya çalışacak. Çünkü bu kötülüğün ana silahıdır. Eğer ilk defada başaramadıysan ümidini kaybetme. Her küçük zafer seni daha büyüğüne yaklaştırır. 20. Hayatta çok önemli bir şeyi hatırla. Herkes hakettiğini bulur. Problemlerin ruhuna ve düşüncelerine girmesine izin verme böylelikle problemler vücuduna da ulaşamaz. 21. Hayat sana yüzünü ya da başka bir tarafını çevirmiş olabilir. Ancak sadece çok az kimse aslında hayatı çevirenin gerçekte kendisi olduğunu anlıyabilir. Diğerleri hakkındaki tüm kötü düşünceleriniz size geri dönecektir. Kıskançlık da en sonunda size geri gelecektir. Buna neden ihtiyacınız var? Sakin ve ölçülü yaşayın. Kıskanç olmak iyi bir şey değildir ve hiç gerek de yoktur. Bu adamın büyük bir arabası varsa bu onun yüzünü daha güzel yapmayacaktır. Altın aslında kirli bir metaldir. Kıskanç olmaya ihtiyaç yoktur. Daha fazla gülümseyin ve yabancılar da size gülümseyecektir, hem de sevdikleriniz ve tüm hayatınızla beraber! 22. Size saygı gösterilmesini istiyorsanız başkalarına saygı gösterin. İyilik için iyilik, kötülük içinse bu kötülüğü yoksaymak yapılacak en doğru şeydir. Sizi kötü yapmaya çalışan biri onu yoksaydığınız için kendini gerçekte daha kötü hissedecektir. 23. İçmeyin. Hiç içmeyin! Alkol vücudu, beyni ve ruhu öldürür. Ben yıllardır içmiyorum. Eğer şamansanız veya ruhsal bir insansanız içerek bir süre sonra tüm güçlerinizi bitireceksiniz ve ruhlar sizi cezalandıracaktır. Alkol gerçekten de öldürür, aptalca şeyler yapmayın. Rahatlamak için hamama gidin, eğlence için şarkı söyleyin, iletişim ve ortak bir dil bulabilmek için çay için, ve bir kadını daha iyi tanımak için ona şeker verin! 24. Asla pişmanlık duyma! Ne olursa olsun bu ruhların isteğiyle olur ve bu her zaman en iyisidir. 25. Hayvanlara benzeyen taşları özel bir tören olmadan yerden almayın. Aksi takdirde çok ciddi bir nazara maruz kalırsınız. Eğer böyle bir taş bulduysanız ve yanınıza almak istiyorsanız bulunduğunuz yerin ruh efendisine başvurun ve ona bir teklifte bulunun, ardından bu taşı yerde beyaz bir bezle kaplayın ve böyle alın. 26. Güzel bir müziği dinleyerek kendinizi gün içerisinde aldığınız negatif enerjiden arındırırsınız.Müzik meditasyon gibidir. Sizi kendinize ve hayata geri getirebilir. 27. Kalbinizde her hangi bir baskı olmadan rahat nefes alabilmek için, ağlamayı öğrenin. 28. Eğer durum sizin çözemeyeceğiniz bir hal aldıysa ve hiçbir çıkış yoksa elinizi yukarı kaldırın. Ve elinizi sertçe aşağı indirirken “zıkkımın köküne git” deyin. Çok güzel bir deyiş vardır: Sizi yeyip yutmuş olsalar bile en azından 2 çıkış yolunuz vardır. 29. Kadınlar alışveriş yaparken ailelerinin önlerindeki günlerdeki mutluluğunu satın alırlar. Her bir taze, güzel, olgun ve güzel kokan meyve bu ailede mutlu ve sakin bir hayattır. Erkek, kendi tarafından kadına para sağlamalıdır. Böylece kadın en iyi kalitedeki ürünleri seçebilir. Yiyeceğe harcanan paradan kısan bir aile fakirleşir ve mutsuzlaşır. Bu kısıntı aslında sevdiklerinin mutluluğundan kısılır. 30. Kendinizi yanlış ya da birşey hakkında üzülüyorken bulursanız, vücudunuzu düzgün ve akıcı hareketlerle bir dans formunda hareket ettirin. Kötü enerjinizi yoluna sokup zihninizi çektiğiniz acıdan arındıracaksınız. kaynak: su perileri
Ayisigi demiş ki;
Farkindamisiniz 2 bölüm fragmaninda son sahnede Murat biriyle dövüsüyor ve ates ediyor birine,o sahne ne ikinci bölümde nede ücüncü bölümde cikti. Ayyy cok kafa karistiriyor bu dizi-:)
eylül demiş ki;
Muratin daha öncede böyle unutma krizleri olmus demekki. Acaba o krizlerde ilac sonrasimi oluyordu? Muratin sadece geceleri bu hale gelmesi ilginc. Bu bölümden sonra artik kimse, bu bir intikam dizisi degildir diyemez. Selin arkadas hakli ciktin, Ayhanin kalp nakliyle ilgili bir usulsüzlük veya hastane yöneticileri cevresinde bir usulsüzlük olabilir demistin. Demekki hastaneden bazilari organ mafyasiyla calisiyormus ve Ayhanin kalbi organ mafyasi tarafindan temin edilmis. Belki Ayhan bütün servetini bu ise yatirdigi icin fakirlesti. Gecen bölüm Feritin yegeni icin endiselendigini saniyordum bu bölüm onun gercekleri ögrenmesinden korkuyor oldugunu düsündüm. Belki onunda organ mafyasiyla ilgisi var. Salimle Buratin ikiskisi de ilginc. Arkadas gibi desem degil, patron calisan gibi desem o da tam degil. Murat, amcasi seni klinige yatiracagim dediginde tepki göstermedi. Unutkanligi onuda rahatsiz ediyor ondan mi yoksa, böyle bir hastaligi olduguna herkes inansin diyemi. Beyin MR inda beyinde bir sey görülmedi- Gecici unutkanlik yasayanklarda gercekten böylemi oluyor Selin arkadas? ilaci alinca kisilik degistirmesi Hyde-Jekyl de oldugu gibi. Orada iyi biri olan Jekyl kötü olan Hyde dönüsüyor ve Jekyle dönüstügünde Hyde olarak yaptiklarini hatirlamiyordu. Galiba buradada öyle ama Mevlan sözünde oldugu gibi bu durumu kendisi yaratiyor. Ilaci icince ne yaptigini bilmedigini biliyor ve bu ilaci tamda bunun icin kasten iciyor. Konu 46. madde, Kardesime yaptigim ilaci deniyorum Muratin bahanesi. . Ara sira bazi seyler hatirlamasi böyle kisilik degisimi ve unutkanlik yasayan insanlarda olaganmi sorusunu Selin arkadasa sormak isterim. Murat bana hala korkunc gelmiyor ve dizi beni hala germiyor. Burada bär yorumcunun iddia ettigi gibi bilimle ruhanilik degil kriminel ruhla bilim harmanlanmis sanki. Besikcioglu iki rolüde mükemmel oynuyor. Selin komserin Bursada öldü bilinip Istanbulda baska bir isimle göreve baslamasi garip ama birilerinden kactigi kesin. Ona gelen mektupta yerini bulduk degil, -emniyette degilsin- yaziyordu. Bunu yazanin bir dost olmasi gerek. Lalem arkadas herzamanki gibi essizsin. Ben, senin tekdüze olmayan ve zeka fiskiran yazilarini okuyunca sifa ve huzur buluyorum. Sana ve Selän arkadas uzun zamandan beri yapilanlari takip ettim- Artik yapilanlara göz yummamanada hak veriyorum. Onlar igne cuvaldiz konusunu bilmezler. Birisi hala Dilaracilarda takili kalmis. Ilginc üstü. Ne kinmis, birinin dedigi gibi, kadin sanki seri katil. Ama sen bu son sikayetciye pek fazla takilma. GK nin son bölümüne yazmis. Orada birden korumaya aldigi yorumcunun tek basina yazdigini görmüs. Eger birilerinin niyeti onu sebepsäz yere rahatsiz etmek olsaydi orada da yapardi diye hicmi sormaz kendine. Yoksa burada o da birden gündemmi yaratmak istiyor diyecegim ama simdiye kadar g,rdügüm dizilere bir yazar, uzun süre yazmaz ve gelir ondan bundan sikayetci olur. Yalniz kimseyle ugrasmak gibi bir derdi yoktur. Bu nedenle diyemiyorum. Bakalim nasil devam edecek. Lalem, Selin ve Ayse yorumlarinizi bekliyorum.
Daha Fazla Yorum